HABER: MEHMET OFLAZ
(HATAY) – Hataylı depremzedeler, beton fabrikalarından çıkan “toz bulutu”na mahkum edildi. ANKA Haber Ajansı’na konuşan TTB Merkez Kurul üyesi doktor Ali Kanatlı, “Tam enkazlar bitecek tozdan kurtulacağız derken bu sefer taş ocağı ve beton santralleri sorunsalı başladı. Bu beton santralleri kuralsız bir formda her tarafa kurulduğu üzere bunların kontrolü de yapılmamaktadır. Depremzedeler yalnızca pak su ve pak hava istiyor” dedi.
11 kentte büyük yıkıma yol açan Kahramanmaraş merkezli 7,8 ve 7,5 büyüklüğündeki 6 Şubat sarsıntılarının üzerinden 18 ay geçti. Hatay’ın Antakya ilçesindeki Güzelburç ve Kızılay Konteyner Kentleri’nde yakının bulunan beton fabrikalarından çıkan toz bulutları yurttaşlar için risk yaratmaya devam ediyor.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Kurul üyesi doktor Ali Kanatlı, bölgedeki süreci ANKA Haber Ajansı’na kıymetlendirdi. Kanatlı, şöyle konuştu:
“6 Şubat’tan itibaren depremzedeler zati kentteki enkazlardan ötürü toz yutuyor. Tozun içerisinde bir sürü ziyanlı kanserojen yapan unsurlar var. Asbestten, kurşun, civaya kadar… Tozun ana unsuru silika da kanserojendir. Biz bunu daha evvel Türkiye’de İstanbul’da kot taşlayıcılarının art geriye ölmesinden biliyoruz. Kot taşlamadan ortaya çıkan ziyanlı unsur silika tozun içerisinde yüzde 95 vardır.
Tam enkazlar bitecek tozdan kurtulacağız derken bu sefer taş ocağı ve beton santralleri sorunsalı başladı. Olağanda beton santrallerinin kent merkezlerine kurulmaması gerekiyor. Yerleşim yerlerine ve zeytinliklere yakın kurulmaması gerekiyor. Maalesef bu beton santralleri son günlerde yaygın bir formda kuralsız, ruhsatsız, kanunlara uyulmadan kurulduğunu görüyoruz. Bu santrallerden ortama yayılan anlık toz hacmi, toz ölçüsü enkazlarda yayılan toz ölçüsünden çok çok fazladır. Bilhassa yazın sıcağında, elektriklerin sık sık kesildiği konteyner kentlerde iç ortam ısısının 40-50 dereceye vardığı konteynerlerden dışarı çıkmak isteyen vatandaşlar bu toz saldırısına uğradıkları için çıkamıyorlar. Dışarısı ağır toz, içerisi de çok sıcak… Maalesef kronik hastalığı olanlar bu durumdan çok etkilenmektedir. Bu toz sorunsalı astım, kronik akciğer, kalp yetmezliği, tansiyon, şeker hastalığı olan, kalp damar hastalığı olanların hayat müddetlerini kısaltmaktadır. Kronik hastalığı olanlarda da AKUT alevler yaratmaktadır.
Bu beton santralleri kuralsız bir formda her tarafa kurulduğu üzere bunların kontrolü de yapılmamaktadır. Sarsıntıda birçok yakınını kaybeden depremzedelerin şimdi yaslarını yaşayamamışken, hayatta kalmak için gayret verirlerken bu durum onların travmalarının uzamasına, morallerinin bozulmasına, motivasyonlarının bozulmasına ve ruhsal sıhhat durumlarının gittikçe kötüleşmesine neden olmaktadır. Depremzedeler yalnızca pak su ve pak hava istiyor.”
